Saçmalık nedir bilir misin? Kendinle kaldığında tanrıyla konuşmaktır… İşte aşk bu kendi kendine konuşmanın en garip ve meşrulaştırılmış halidir… Onu saçmalıktan kurtaran şeyse sadece varoluştur… Varoluş, aşkın içine anlam enjekte eden en güzel kendinden geçiştir…
Bu bir tür hastalıktır… Eğer hastaysan ve kendini iyileştiremiyorsan o zaman tanrıya git çünkü o en tanınmış ruh doktorudur…
Söylenilenlere inanma! Sana söylenmiş en büyük yalan varlıktır, var olmayı arzulamaktır. Peki ne zaman var olabiliriz? İşte bu sorunun cevabı yine belirsizdir. Şifresi yine aşkın içine sızan o küçük sadakatte gizlidir. Tanrı aşkı sever çünkü aşk onun en aldatıcı öldürüş şeklidir. Tanrı oyunu da sever çünkü en ölümcül oyunun baş aktörüdür.
Yaşamın…
Varoluş sancılar içinde kıvranırken sen sadece insan olmayı dilersin bu hayattan. Halbuki bilmezsin tanrı sen yokken de vardı. Bu yüzden acılarına sarılırsın, sarılırsın ve sarılırsın… Bu en görkemli vedalaşma sahnesidir. Dua etmekte gecikmeyen kul artık tam anlamıyla köledir. İşte size vazgeçmenin en kılcal yorumu… Acının tanrıdan kotarıldığı ama yine sana ait olduğu eşsiz ülke… Bedenin diliyle konuşan ama hiç susmayan bir erkeğin iradesi.
Eğer hastaysan ve kendini iyileştiremiyorsan o zaman tanrıya git çünkü o en tanınmış ruh doktorudur… Ve eğer hastalığın ilerlemişse sen artık yoksundur! Geriye sadece aşık olmak kalır, yani gönüllü acı müritliği… Kısaca, dişi tanrıçanın boyunduruğuna giren bir erkeğin hikayesi…
Can Murat Demir