Sanal alemi günümüzde bilmeyen ve tatmayan yoktur herhalde. Çünkü bu şey bir hastalık gibi yayılıyor, müptela olan insanlar Facebook, Twitter, Instagram ve adını sayamadığım birçok platformda bilinçsizce oradan oraya saldırıyor. Kah gülüyorlar, kah ağlıyorlar. Tek amaçları sıradan hayatlarına farklı bir ses ve renk katabilmek, ya da can sıkıntısına en ucuz yoldan çare bulmak.
Peki neden? Neden insanlar sanal aleme bu denli bağımlılar? Soru şeklimizi sertleştirerek tekrar edelim: Sokakta karşı cinsle iki laf edemeyen bir kişi Facebook’ ta bir an da nasıl acımasız bir tecavüzcü olur? Bir karıncayı bile incitmeyen bir kişi nasıl bir an da psikopat bir seri katil kılığına bürünebilir? Sanal alem hayatın bir gerçeği olabilir mi? Sanal alemin büyük bir bölümünü oluşturan “sosyal platformlar” birer “sosyalleşme” aracı mı? Gelin hep birlikte bu soruların cevaplarını teker teker bulmaya çalışalım.
Anahtar Kelimeler: internet, ahlaki değerler, insan ilişkileri, sosyalleşme, yalnızlık, özgüven
Tanım
Sanal alem, başıboş şekilde sürüklenen ve kendisine anlam yüklemeye çalışan ruhların mecrasıdır. Bu alem, içeriği ve hakikati gereği tam bir zırvadır. İnsan ilişkilerinin düzeysizliği, yozlaşmış ahlaki değerler ve iki yüzlülük gibi değer yargılarıyla haşır neşirdir. Felsefeyle ilişkisi de buradan gelir, çünkü içinde yozlaşmış da olsa bir ruh ve bu ruha uşaklık eden bedenler (insanlar) mevcuttur.
Peki, sanal alemin hiç mi güzel tarafı yok, tabii ki var. Sadece tek bir olgu bu alemi olumlamaktadır: “Bilgi Arayışı.” Bu insanlar belirlenmiş vakitlerde girerler ve istediklerinde aldıklarında hemen terkederler. Bu gruba dahil olan insan belirlenmiş olan fanzinleri ve sayfaları takip eder ve istediğini hemen bulur. Bu tarz insanların sayısı azdır ve hemen fark edilirler. Sanal alemi kontrollü ve bilinçli kullanan bu insanlar, kitabı ve gazeteyi dokunarak okur, sevdiği insanı hissederek öper.
İnsanlar sanal aleme neden bağımlılar?
Sıradan insanların genelde zihinleri boştur, rahatlamaları için tırıvırı şeylere ihtiyaç duyarlar ve can sıkıntısı gibi bir tehlike sürekli onları gıdıklar. Bu durumda yapacak tek şey Facebook’ a girip bir iki geyik yapmaktır. Ya da sohbet sitelerine girip gizli gizli flört etmektir.
Can sıkıntısı geri ruhların en aktif oldukları zaman dilimleridir. Bu insanlar dünyada yer alan tüm gereksiz işleri bu zaman dilimlerinde gerçekleştirirler. Bunlardan biri de sanal alemin nimetlerinden yararlanmaktır. Vaziyetin ne kadar feci olduğunu tespit edebilmek adına bugün yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum;
Yürüyüşten yeni dönmüştüm, duş alıp dinlenmeye çekilmiştim, hava sıcak ve bunaltıcıydı. Derken sokaktan bir bağırtının koptuğunu duydum. Genç bir kızın sesiydi. Hemen koşup mutfağın penceresinden sarkıp hızlıca mahalleyi taradım. İki kızın kaldırımda oturduğunu ve birinin ağladığını farkettim. Bu arada eşim de durumun farkına varınca balkona yönelip kızla konuşmak istedi, ancak tam konuşmaya başlayacaktı ki kızın telefon görüşmesi yükselerek araya girdi:
Instagram hesabını hemen kapat, sen nasıl benim arkadaşlarımı takip edersin, hemen hesabını siiiiiiil, bunu nasıl yaparsın yaa, Allah belanı versin, söyleyeceğim adrese hemen gel hesap ver!
Bu öyle bir haykırmaydı ki tüm sokak inledi, kız kendini kaybetmişti. Erkek arkadaşına tehditler savurmaya devam ediyor ve vereceği adrese gelmesini emrediyordu. Kızın döktüğü gözyaşları da cabası. Olayın faili olan er kişinin tek suçu vardı: Kız arkadaşının arkadaşlarını sosyal bir platformda takiplemek…
Örnekten de anlayacağınız gibi, sanal alem hem tehlikeli hem de bir o kadar yararlı olabilecek bir mecra, tabii burada devreye amaçlar girmekte. Tekrar etmekte fayda var, sanal alemin tek bir faydalı tarafı var, o da bilgi arayışında araç olabilmesi. Tabii seçici olmanız şartıyla.
Sonuç
Sanal alem her ne kadar bazı tehlikeleri ve ahlaki yozlaşmayı barındırsa da birçoğumuzun hayatında büyük bir yer kaplamaktadır. Bu hengamenin içinde yer alan insanlara önerim, olabildiğince hayatın gerçekleri içinde bilginin peşinde kalarak sanal alemi bu yönde bir araç olarak kullanmalarıdır. Aksi durumda sanal alem size yalan bir dünya vadedecek ve ruhunuzu esir alacaktır. Şunu unutmayın ki sanal alem asla bir fenomen değildir, o, insanın mahvını hızlandıran, ruhsal gerilemenin meşrulaştırıldığı kapitalist üretim sürecinin sadece bir parçasıdır.
Can Murat Demir