Popüler kültür (populus/halk), öz tanım olarak çağımızın revaşta olan alışkanlıklarının ve değerlerinin peşinde koşmaktır. Tüketim psikolojisi ile ilintili çalışan bu yozlaşma süreci “dönemsel hazcılıktan” beslenir. Kısaca popüler olan, “herkes gibi” düşünmek ve bu standart kaidelerle belirli bir zaman dilimi içinde yaşamını sürdürmeyi sembolize eder. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre ise popüler kültür kavramı “belli bir dönem için geçerli olan, hızlı üretilen ve hızlı tüketilen kültürel ögelerin bütünü” olarak açıklanmıştır. Buradan hareketle popüler kültürün zıttını yüksek kültür olarak belirtebiliriz.
Popüler kültür, kendi kendini yiyen insanın yarattığı bir üretim alanıdır aslında, burada tüm istisnalar standarttır, sürpriz yoktur, kaideler yoktur, zaman hızla akıp geçer, birisi gider, diğeri gelir. Popüler kültür insanı aslında yürüyen bir zombiye benzetilebilir. Bahsi geçen “olgu”nun sosyolojik, psikolojik hatta patolojik birçok unsuru da barındırdığını söyleyebiliriz. Tek tip insanın amaçlandığı garip bir alışkanlıklar manzumesidir.
Şimdi gelelim kavramın içeriğine… İlk paragrafta açıkladığımız gibi, popüler kültürün ana teması “ayniyet” tir. Bu sürüklenme veya aynı yerde debelenme, toplumsal olaylardan sanata, müzikten siyasete, insanın olduğu tüm alanlarda kendini göstermektedir. Ben bu boşvermişliğe ve kendinden geçme olayına fikri tembellik diyorum. Çünkü popüler olanın peşinden gitmek kolaydır ve sizi hiç yormaz. Parayı verir ve alırsınız. Mesela, cemiyette bir tartışma ortamında kendinize ait bir teziniz yoksa, ya da bir kişinin A dediğine Z demiyorsanız, sizin değil de başkalarının değerleriyle yaşıyorsanız, popüler olanın yani emeksiz üretilenin kölesisiniz demektir. Modern kapitalist üretim çılgınlığının pençesinde debelenen insanın asıl derdi de budur. Buradan bakıldığında durum içler acısıdır. İnsan, türdeşlerinin peşinden giden bir gölge gibidir. Kimliksizdir ve kendine ait hiçbir şeyi yoktur. Bknz: Kendinize Dönün
Gelin bu durumu örneklendirelim;
Mikro alanda hareket edip aileden yola çıkalım. Mesela annen hangi partiye oy atıyorsa o parti senin de partindir. Arkadaşın hangi müziği dinliyorsa sen de onu dinlemelisin. Eşin hangi model arabayı isterse sen de o markayı benimsemelisin. Kardeşin hangi üniversiteye gittiyse sen de eğitimine aynı üniversitede devam etmelisin. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Buradan hareketle popüler kültürün diğer başat özelliklerini görebiliyoruz; sıradan, yavan, heyecandan yoksun ve yaratıcılıktan uzak…
Evet, ne yazık ki popüler kültürün peşinden gitmek, hazır yiyicilikten veya leşin ardında kalanlarla yetinmekten başka bir şey değil. Bu öyle bir şey ki, sizi düşünceden yoksun bir halde yaratıcılıktan uzak bir dünyaya sürüklüyor. Bu sayede ne bir fikriniz ne de bir tepkiniz oluyor. Peki bu durum kimlerin işine geliyor? Küresel – yerel siyasetçilerin ve paranın başında duran kodamanların. Bu değişmez kaidedir. Dünyanın her yerinde böyledir. Plan hep böyle işler. Birileri düşünür ve yaratır siz ise onun gibi olmaya zorlanırsınız. İşte size kapitalist dünyanın açmazı ve onun yarattığı çaresiz insan tipi.
Popüler kültürden kendinizi nasıl kurtarırsınız?
Günümüzde dünyasında bu çok zor. Ama naçizane size önerim, bol bol okuyun ve kesinlikle kendinizi belirlenmiş etiketlerin altında sınırlamayın. Hiç bir ideolojinin ya da akımın boyunduruğu altına girmeyin, bunları ancak aptallar yapar. Unutmayın, yozlaşan dünyada yaratıcı, düşünen ve sorgulayan bir birey olmak hiç te kolay değil. Bknz: Moderniteyi Reddediyorum
Popülarizmin etkilerinden kurtulmak için;
- Okuyun: Hiçbir kategori ya da yazar ayırt etmeksizin okuyun, göreceksiniz ki her fikir eleştirmek için vardır. Kendinize ait benzersiz bir dünya yaratmanın anahtarını ancak bu yolla edinebilirsiniz. Bu ilk basamaktır.
- Düşünün: Düşünmek kendini bulmaktır. Her kitap ve fikir sizi kendinizden uzaklaştırır. Düşünmek ise sizi bu hengamenin içinde bambaşka diyarlara götürür. Düşünmek bu yüzden önemlidir. Hem sorgulamayı hem de olayların derin analizini size bahşeder. Felsefe yapmak bu yüzden soylu bir iştir. Popüler olandan felsefe yardımıyla kurtulabilirsiniz. Bknz: Felsefe ve İnsan – Felsefe Nedir?
- Benzemekten kaçının: Sıradan insanların cirit attığı bu dünyada orjinal bir şeyler bulmak zordur, ama daha da zoru orjinal yaşamaktır. Bu yüzden sıradanlıktan ve onun sığ değerlerinden uzak durun. Benzemenin bir çeşit ölüm olduğunu hatırlayın. Bknz: Damarlı Mermer
- Yalnızlıktan korkmayın: Popüler olanla savaşırken karşınıza insanın en kadim düşmanı yalnızlık çıkacaktır. Ancak bundan korkmayın. Size önerim, yalnızlıktan ve onun nimetlerinden faydalanın. Çünkü büyük liderler, sanatçılar ve filozoflar hep yalnızdır. Yalnızlık üretimin ve yaratıcılığın hat safhada olduğu son derece normal bir durumdur. Yalnızlık, bu savaşta en sadık yoldaştır.
- TV’ den uzak durun: TV, modern dünyanın en ucuz ve kolay yoldan aptallaştırma aygıtıdır. Bu yüzden olabildiğince seçici davranın. Hatta TV yayınını hayatınızdan tamamen çıkarın. Teknolojiyi bilgiye ulaşma amacı dışında kullanmamaya özen gösterin. Unutmayın bu dünyada her şey bir araçtan ibarettir.
Popüler kültürün tek kaygısı “kendine benzetmek” ve “tüketime açık otomatik bir yaşam standartı” sunmaktır. Belirlenmiş (basit) kuralları, tüketim çılgınlığı ve dönemselliği onun cazibesini oluşturur. Dünyevi olana bağlanmayı gerektirir, popüler olan şey maddeye bağımlı bir ruhu önceler. Tüm bu olumsuz şartlar birleştiğinde, karşımıza robotlaşmış, tek tip ucube bir toplum çıkar ki bunu hiçbir aklı selim istemez sanırım.
Son söz olarak diyorum ki: Üretimin durduğu, duyguların öldüğü modern dünyada siz siz olun popüler olanın peşinden gitmeyin.
Can Murat Demir