Friedrich Wilhelm Nietzsche (15 Ekim 1844 – 25 Ağustos 1900) Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci. Din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim üzerine metafor, ironi ve aforizma dolu bir üslupla eleştirel yazılar yazmıştır. Nietzsche’nin kilit fikirlerini Apollon-Dionysos ikiliği, perspektivizm, Güç İstenci, “Tanrının ölümü”, Üstinsan ve bengi dönüş oluşturur. Felsefesinin merkezini oluşturan şey, kişinin coşkun enerjisini sömüren her türlü öğretinin, toplumsal olarak ne kadar geçerli olursa olsun sorgulanarak “hayatın evetlenmesi”dir. Hakikatin değeri ve nesnelliği üzerine yürüttüğü kökten sorgulaması, geniş çaplı yorumların odağını oluşturur ve etkisi özellikle kıta felsefesi geleneğinde varoluşçuluk, postmodernizm ve post-yapısalcılık da dahil olmak üzere devam etmektedir. -wiki
- Kesinlikle yalnız ve bir o kadar da ümitsizdi. Bu durumu melankoli nöbetleri de tetikliyor olabilir ne dersiniz?
- Sığlığa ve doğal olmayana büyük bir nefret besliyordu. Estetik kaygıları bu yüzden hem yazarken hem de kadın tarafında farklıydı
- Kadınlarla arasında garip bir ilişki vardı, belki de dişilerden uzak durmaya çalışan biriydi (Salome Olayı) bence yasak ilişkilere meyilliydi.
- İhanetlerle dolu bir hayatı vardı. (Örnek; Wagner Olayı)
- Müziğe, şiire ve sanata hayranlık duyan bir ruha sahipti, özellikle yıkıcılığı ve arzuyu kaynak alan eserler dikkatini çok daha fazla çekiyordu. (Wagner, Goethe, Sokrates vs.. hayranlığı)
- Uzun yaşamayı istemeyen zamanı gelince ölmeyi bekleyen biriydi. (şaheser vücuda getirip ölmek gibi)
- Acı çekmekten hoşlanan biriydi. Bunu bir nimet gibi görüyordu ve hayatın acıdan doğup yine acıdan yükseldiğini sürekli yineliyordu.
- Doğaya hayran biriydi, belki de romantik bir adamdı.
- Dengesiz bir karaktere sahipti. Bu özelliği onu eksiksiz septik ve filozof yapıyordu.
- Kolay inanmayan fazla şüpheci bir tavrı vardı. İddia ederim ki benim üstinsan dediğime, siz şeytan diyeceksiniz.
- Psikolojiyi çok iyi biliyordu. Bana göre insanlarla oynamayı seviyordu
- Korkusuz diyebiliriz. Sadece yalnızlıktan korktuğunu düşünüyorum.
- Antik Yunan ve erken Roma’ ya hayran biri.
- Dini liderlerin ve kadının bol olduğu ortamlarda büyüyen çocuklarda görülen bir takım saplantıları var. (Örn; kadınlardan nefret etmesi ve Deccal etiketi)
- İsa’yı hem seviyor hem de ondan nefret ediyordu. Çünkü Nietzsche’ ye göre fedakarlık hem bir hastalık hem de bir hiçlik belirtisiydi.
- Düşüncelerinin orjinalliğinden şüpheliyim ki Stirner’ den intihal yaptığı da söylentiler arasında. Belki de güçlü insanlara hayranlığı başına bela olmuştur ne dersiniz!
- İdeal düzen arayışı aristokrasiye yakındı diyebilirim. Çünkü insanlar eşit değildirler. Gerçek budur. Ve benim istediğim şeyi onlar istemezler.
- Sürekli suçladığı Schopenhauer’ dan tehlikeli ve vurucu bir yazma üslubu benimsemişti.
- Nazizm ile ideolojik olarak direkt bağlantısı olmasa da, Hitler Nietzsche’ den etkilenen liderler arasındadır.
- Bana göre şeytanın insan kılığına girmiş halidir. Zeki, kaçkın ve tehlikeli. Fırsatçı ve güçlü bir kişiliğe sahipti.
- Bengi-dönüş kuramı bence en büyük saçmalığı… Bu tezinde sanki Marx’ ı görür gibi oluyorum ve bu beni hasta ediyor. Böyle bir adam nasıl olur da hayatın bir tekrardan ibaret olduğunu savunur! Bu en basit anlamda bizi hıristiyanlığın kaderci tarih anlayışına götürmez mi, kaldı ki Nietzsche hemen hemen her söyleminde küfür eder Hıristiyanlığa. Bu görüşü bence Nietzsche’nin en talihsiz çelişkisidir. Enerjinin korunumu yasası, bengi dönüşü gerektirir.
- Bence bir diktatör olsaydı yönettiği ülke “Amerika” olurdu. (çünkü çıkarların ve gücün peşinde olma arzusunun bu kadar yoğun olduğu başka bir ülke gelmiyor aklıma)
- Son olarak şunu not etmeliyim; Nietzsche’ nin dünyadaki en büyük düşmanı Yahudiler ya da Hıristiyanlar değil aksine kız kardeşi Elisabeth’ ti.
Can Murat Demir
Son güncelleme: 22.12.2015