Klaros Yayınları etiketiyle yayımlanan Pipo İçen Kadınlar yazarın ilk öykü kitabı olma özelliğini taşıyor. Toplamda 12 öyküden oluşan ve her öykünün bir kadın kahramanın yaşantısı üzerinden şekillenmiş olması kitabı özel kılan nedenlerin başında geliyor. Peyniraltı, Başka Peron, Edebiyathaber, Şahsiyet, Yeni Papirüs gibi mecralarda öykü ve şiirleri yayımlanan yazar “kadın” temasıyla çıkıyor bu heyecanlı yolculuğuna.
“Kaburgadan Yaratılmamışlar İçin” mottosu ile hayat bulan bu öykü derlemesi hiç şüphe yok ki Çağdaş Türk Edebiyatı içinde önemli bir yer edinecektir. Yazar Selcan Kırnal, öykü yazmaktaki ustalığını sergilediği bu eserinde betimlemeler konusunda da ne kadar iyi olduğunu gözler önüne seriyor. Özellikle öykülerinden bazılarını okurken hınca hınç dolu bir tiyatro gösterisinde canlanmış kadın kahramanların hayaliyle karşılaşmak şaşırtmasın sizi. Kim bilir belki de günün birinde yazarın tiyatro metinleri ile de buluşuruz.
…Öpülmemiş parmaklarıyla. Uzakları görmemiş gözleri, yılgın. Üç çocuğa ninni söyleyen ağzı, sevda sözleri fısıldamamış başka bir kulağa.
O bildiğimiz kederli Anadolu kadınının duyulmaz ve görülmez acılarına şahitlik ederek başlıyoruz ilk öyküye. Yazarın şiirsel anlatımı iki kardeşle evlendirilmiş ve otuzundan sonra bir gözü toprağa bakan, kadınlığı unutturulmuş insancıkların hüzünlü hikâyesi ses veriyor bizlere.
Öykülerinde çok farklı sınıflardan kadınların başka başka dertlerine ortak oluyoruz, küçük ve tatlı tebessümleri ile içimizi ısıtıyorlar kimi zaman. Hurdacı Cevriye, Gün Görmemiş Füsun, Edebiyat Öğretmeni Nazenin ve Şoför Neriman… Hepsinin hikâyesi örtülü bir yaşanmışlığın artığı olarak dökülüyor okuduğumuz kâğıda.
Dolabın içine girip gözlerimi kapadım. Küçük kadınların, küçük adamların ve yeşil saçlı bebeklerin arasına karışmayı diledim.
Büyülü evlerin, gölgede kalmış yüzlerin hikâyesi bu. Sevginin dahi ulaşamadığı, iyileştirmeye yetmediği o bilinmez hayatları aramış ve bulmuş yazar. Bilinmez derken o şaşalı kalabalıkların yakından tanıdığı ancak bir türlü görmek istemediği umutsuz kadınlardan bahsediyor Pipo İçen Kadınlar. Ölümü arzulayanlar, hemcinsinin kuyusunu kazanlar, ölümden kaçanlar ve dahası. Ülkemiz kadınının çelişkisi de böyle başlamıyor mu? Yazar, kadın olmanın daha da zor olduğu günümüz koşullarından örneklerle sürdürüyor dile getirilmeyenleri.
“Eve neden geç geldin, öl!
Sen dulsun; hareketlerine dikkat et, yoksa öl!
Piçine sahip çık, öl!
Babanaabineamcanadayına karşı gelme, öl!”
Koli Koli Kemiklerim isimli öyküde geçen bu satırlar, dayısı tarafından öldürülen ve kemikleri 21 yıl boyunca saklanan Aynur için yazılmış. Okurken ellerinizin titremesine ve yüreğinizin sıkışmasına neden olacak gerçeklerle örülü bu öykü, yaşanmamasını arzuladığımız kötülüklere savrulmuş bir karşı duruşu anlatmakta. Güzel günleri dilemekten bile uzak kalmış bedenlerin ağrılı birer ninnisini seslendiriyor öyküler. Uzaklardan, en derinlerden yükselen bu işitilmesi güç seslerin duyulması umuduyla okuru bol olsun diyorum Pipo İçen Kadınlar’ın.
“Ben seninle gülemedim ama seninle ağlayacağım Gülizar.”
Varlık E.