Metin’de yani var olan her şeyde “boşluk” temel koşuldur çünkü boşluk tefekkürü, tefekkür de yorumlamayı önceler. Boşluk’u kendimizce tamamlamayı dileriz. Nesnenin yoruma muhtaç olması bundandır. Boşluk diyalektik ya da birlik olacak biçimde nesneyi harekete geçirmek onu doldurmak ister; bu ontolojik gelgit hermenötiğin sonsuz koridorlarında seyreder. Boşluk göstergenin oturduğu uzamın yerini imler: ona işaret eder, ona musallat olur.
Boşluk bir anlam makinesidir. Bir diğer anlama mahal verir. Boşluk fırsatlar yeridir. Yaratıcı boşluk bırakır ki gerçekliğe olan mesafe için bir çalışma başlatılabilsin. Yazar boşluk yazandır, ressam boşluk boyayandır. Boşluk sanatın da içinden geçeceği bir portal gibidir. Boşluk yaratıcının dışında yaratıcılar yaratmanın mecrasıdır. Boşluk kaosa ya da özensizliğe müsamaha göstermez. Bir bilincin maksatlı yöneldiği şeydir boşluk.
Boşluk’un nefes alamadığı tek yer hakikattir. Hakikat tamamlanmışlıktır dolayısıyla boşluğa tenezzül etmez. Boşluğun imlediği eksiklikten münezzehtir. Hakikat yorumlanamaz hatta dile getirilemeyendir.
Can Murat Demir