Ana SayfaSinemaGatlif’in Özgürlükçü Sinema Anlayışı: “Djam”

Gatlif’in Özgürlükçü Sinema Anlayışı: “Djam”

Bence entelektüelin görevi krizi evrenselleştirmek, belli bir ırkın ya da ulusun çektiği acıları daha geniş bir insani bağlama oturtup bu deneyimi başkalarının acılarıyla ilişkilendirmektir.
-Edward Said, Entelektüel

Gatlif’in sinema dili melez bir dildir lakin bu dil ve barındırdığı üslup aslında bireyin ötekine karşı olan davranış ve politikalarının gözden geçirilmesini biraz da olsa tenkitini içerir. Gatlif sineması özelinde konuşursak, oluşturduğu melezlik ve onun getirdiği kültürleşme ve insan teması dikkate değer bir olgudur. Gatlif, kültürel melezliği, özgürlük içinde seyreden müzikal bir havada sunar. Bunu yaparken melezliği, hem müzikten hem de aksanlı dilden alıntılarla yapar. Bu onun sinemadaki özgün yerini de imler.

Djam (2017), göçmenlerin yaşadığı zorlukları, etnik ve kültürler arasındaki egzotik bağları ve müziğin insanları bir araya getirdiğini vurgulamaktadır. Filmde ayrıca rebetiko’nun tarihi ve kültürel önemine de değinilmektedir. Djam (2017), Öteki fenomenini düşünümsellik ve müzik üzerinden kameraya yansıtır. Bunu yaparken müziğin birleştirici tarafını özellikle kullanır. Ona göre müzik tikel bir üretim değil insanlığın ortak bir paylaşımıdır. Djam bu bağlamda oldukça belirgin tematik bağlantılara sahiptir. Başkarakteri (Djam) adını taşıyan film kültürlerarasılığın tipik bir temsili ve çözümlemesini sunar. Gatlif, melezliği ve kültürel etkileşimleri ele alırken yolculuk temasını asla elden bırakmaz. Yolculuk bir karşılaşma ya da Ötekine doğru bir uzanım imkânına sahiptir, dolayısıyla yolda olmak aslında Ötekine doğru olmaktır ve ötekine doğru gitmek ne sınır ne ırk ne de kültür farkı tanır. Öteki Ben’dir, Ben’de Öteki. Doğu ve Batı ayrımının oryantalist kökeni de buradan türetilmiştir. Oryantalizm konusunda uzman şarkiyatçı sürgün Edward Said bu konuda şunları söyler: Şark, dünyanın biz ve onlar şeklinde ayrılmasından kaynaklanır (Akdoğan, 2021). Gatlif’in yolculuk filmleri Said’in tecrübe ve yönelimleriyle uyuşur ve yönetmenin oryantalist söyleme karşıt tavrı böyle şekillenmiştir. Gatlif’in kültürlerarasılığı özgürlükten yanadır, ayrımcılıktan değil. İç içe geçmiş kültürlerin tadına bakıp onları yaşayan yolcular Gatlif’in ilgi odağına girer.

Gatlif’in Djam’da kullandığı bir diğer unsur ise metinlerarasılıktır. Djam’ın tren garında Yunan dostlarıyla karşılaşması sahnesinde sohbet konusu olan bir festivale ait kart dikkat çekicidir, bu kartta “Şalvar Davası (1983)” filminin oyuncu kadrosu yer almaktadır.

Djam (2017) mekân tasarımlarıyla da dikkat çekmektedir. Özellikle ara-mekân diyebileceğimiz evsiz, henüz mekân olamamış tekinsiz yerler göze çarpar. Bir anda ortaya çıkan insanlar bu yerlerin şaşmaz sakinleridir ve gökten düşmüş gibidirler. Mekâna savrulmuş bu insanların nerden geldikleri belirsizdir, kaotik bir mekan anlayışıdır bu. Hiçbir yere ait olmamayı, yersiz yurtsuzluğu temsil ederler: sadece yolculukta olanlara görünen insanlardır bunlar.

Son: Özgürlük Teması

Djam filmin çarpıcı taraflarından biri özgürlük temasını ele alma şeklidir. Gatlif, o denli özürlükçüdür ki filmin bir sahnesinde başkarakter (Djam) dedesinin mezarına işer ve şu cümleyi kurar: “Özgürlüğün ve müziğe engel olmak isteyenlerin üzerine işiyorum.” Gatlif sineması göçmenlerin, sürgünlerin, emek mücadelesi verenlerin, yersiz-yurtsuzların, azınlıkların sesi olmaya ant içmiş Öteki Ben’in içselleştirildiği bir sinema olarak karşımıza çıkmaktadır.

Can Murat Demir

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

buraya bak