Ana SayfaDeneme“Fikir Bu Kapının Ardında” Söyleminin Düşünsel Soruşturması

“Fikir Bu Kapının Ardında” Söyleminin Düşünsel Soruşturması

Aşağıdaki metinde, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çarşamba İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi binasında kendine yer edinmiş bir kapının ve bu kapının yüzeyine [tenine] yazılmış ve dile gelmiş olan “Fikir Bu Kapının Ardında” söyleminin felsefi hermenötiğine giriş yapılması planlanmıştır. Bu plan, düşünmenin kendisi üzerine yapılan çağrıların bütünleştiği bir alanı koyutlayarak iki farklı nesne (kapı-eşik) üzerinden varlık mefhumuna anlık bir uzanımı okuyucuya sunmaktadır. Dolayısıyla -tabiatı gereği- bu pasajlardan, bilimsel bir sonuç, müspet bir dünya görüşü beklenmemelidir. Bu metin (olsa olsa) spekülatif düşünceye yer açmak, onu canlandırmak, ihya etmek, yeniden vuzuha kavuşturmak, nesneleri kılına zarar vermeden yüceltmek, neşelendirmek ve insan düşüncesiyle bir araya getirmek gayesini taşımaktadır.

Kapı, fikrin belir-len-mesinde değil onun kavramsal ön-izlemesinde vazifelidir.

Kapı çıkıştır, varlığın sıçramasını, bükülmesini hazmedebilen bir çıkış, –bir kapasite göstergesi. Kapı, ardında başka bir kapıyı barındırıyorsa kapı değildir; eşiktir. Oysa kapı, [herhangi bir] fikrin açımlanışına şahitlik etmek için vardır. Eşik’ten sürekli yetkin olmayı talep eder-durur.

Şahitlik bir etkilenmeyi değil izlemeyi önceler.

Kapının fikre ihtiyacı yoktur tam aksine fikrin dışarıya açılmasında-taşmasında kapının müsaitliğine ihtiyacı vardır. Kapının müsait-müşahitliği içten içe bir özgürlük istencini dillendirir; bu minvalde fikir ve kapı, bir-aradalığı, yan-yanalığı çağırır. Kapı, ahşabın, metalin, plastiğin dokusunu ve kendiliğini dışarıya savururken, fikir, insan varlığının kaçınılmaz bir toposu olarak belirir. Bu aşamada topos bir “mekan” olarak konumlanır, “yer” değil. Fikrin olduğu yerde mekânlaşan kapı kendiliğine doğru istikamet alır ve kemale doğru akış kazanır: Hızlanarak durduğu yerde düşüncenin üzerine çarpar, düşünce ise bilincin sırdaşıdır.

Kapının kemali fikrin derinliğini kavrar. Fikir, bir kaynaşma, toplaşma anının betimlenmesidir.

Fikir, serpilmek-büyümek-yerleşmek-olgunlaşmak-gelişmek ister. Kapı ise fikrin örtüsüdür –fikrin eğleşmesinin, kendi içine çökmesinin sınırını imler. Kapı ve Fikir birbirine açılır–kapanır ve durur. Fikir oladurmak için kapının eşiğine gelir ve kendince form alır, form ne eşikten ne de kapıdan bağımsız değildir, fikrin formu hem içerini hem de derinliğini açık ettiğinden çarpıştığı her nesneden izler taşır: –Form, fikrin kendisidir, kendiliğidir.

Kapı açılır (gibi yapar) ve eşik bir anda ajan kesilir ve böylece fikrin öteki tarafından sorgulanmasının önünü açar. Kapı, özgürleşme ve yetkinleşmenin eşikle bir-aradalığında--içeliğinde vuku bulur, fikre açılıp kapanır. Fikir kapatılan-açılandır, fikir varlık gibidir, (kapının) eşiğinde kendisini -aynı anda- gösterip geri-çekendir.

Can Murat Demir

Ne zamandır bilincime sürtünüp duran ve ardında ne olduğunu kestiremediğim bu kapı-ve-söylemi kafamı fazlaca meşgul etmeye başlamıştı. Sonunda anladım ki karşısına dikildiğim basit bir nesne değildi. Karşısına dikildiğim şey Varlığın talebiydi ve bulduğu her fırsatta yazılma talebini kulağıma fısıldıyordu. Sonuç olarak yazılma talebiyle bilincime düşen bu şey artık sıradan bir şey değildi tam aksine ehemmiyetle üstüne düşünülmesi gereken bir mefhumdu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

buraya bak