Anlama ya da sonlandırma felsefe açısından yararlı (ya da ahlaki) bir davranış değildir. Felsefe zoru sevme ve ona tapma eğilimindedir. Önemli olan şeyse bilgisine ulaşamadığın şeyleri şüpheyle besleyip, sorgulamaktır. Bu basit bir davranış modeli değildir. Hayatın anlamı üzerine düşünmektir, çözülmesini sağlamaktır ve hayatın üzerine sarsılmaz bir inatla sürekli gitmektir.
Karşımıza bütün bunlara karşı doğallığını kaybetmemiş bir insan modeli çıkar. Tarih, değişimini ve gelişimini bu tarzda insanlara ve onların çağlarını aşan fikirlerine borçludur diyebiliriz. Mükemmel becerikli, sanatsal yetenekli bir üstün insan modeli… İşte bu insanlar dünyayı değiştirme bilgisine yetisine rağmen yalnızdılar, yalnızlıkları akıllarından akıllarının kurgusal zekasından ileri gelmekteydi. (Akıl yalınlığı, yalnızlığı) Delilik sınırında ki birçok insan gibi güçlerini farklılıklarından aldılar. Ayrıca diğer bir kuvvetli ihtimal de cesaretli olmalarıydı, sınır tanımayan cüretkar düşünce yapılarıydı.
Biz duygusuyla değil ben duygusuyla doyurulmuş -bencillikle- kişisel yetenekle olguları sürekli ören bu insan sonrasında yapıtlarını genel akıl toplamına yani insanlığa bıraktı. (Akıl, tarihi belirleyen en önemli şey midir?)
İnsan faktörü yada karakteri de önemlidir. Sadece fizyolojik birtakım özellikler yeterli olmaz. Karakter farklılığı akıl kullanmadaki farklılığı o da yalınlığı yani doğal yalnızlığı getirir. İnsan birçok şeyi biliyorsa ve olgusal bütünü kendisine göre yeniden formatlayabiliyorsa geleceği veya geçmişi değerlendirme, değiştirme olanağına sahiptir. Şeylerin bilgisi düşün-me ile ve aynı zamanda sorgulayan estetik akılla mümkündür. İnsanı güçlü ve farklı yapan da budur.
Kâhinlik bilgiden gelir, yoksa ki içi boş genellemelerden, sabitlerden gelmez. Öngörü yeteneği ya da kâhinlik dediğimiz şey zarar ya da fayda ölçüsüne bakmaksızın saptama ve farkına varabilme yeteneğidir.
“Eksik bilgi=Eksik öngörü” önermesi
Önemli olan sabit yada yersel şeylerin bilgisine ulaşmak değil, önemli olan şeylere yeni anlamlar yükleyebilme formlarını değiştirebilme becerisidir, bilgisidir ve unutmadan söyleyelim; bu döngü süreklidir. Her şeyin sonunu hiçlikle sonlandırıp bitirememek, bitirmemek, çözememek, felsefenin asıl ve yegâne sorunudur ve zarifliğidir. Felsefe hiçliğin bir türlü tanımını yapamamaktır.
Can Murat Demir