“Haklı ya da haksız olduğumu yargılayacak biri varsa o da Benim, Benden başka bir yargıç yoktur. Başkaları sadece benim hakkımı onaylayıp onaylamadıklarını ve bunun onlarca da haklı bulunup bulunmadığını ifade edebilirler.”
Çevirisini yaptığım, üzerine Almanca ve Türkçe makaleler ve bir de Almanca kitap yazdığım, uzmanı olduğum filozof üzerine birkaç kişisel söz söylemek istiyorum.
Fransız yazar Daniel Guérin’ın “Anarşizm” adlı kitabının Almanca çevirisinde Max Stirner adıyla ilk kez karşılaştım, 20 ya da 21 yaşındaydım. Psikolojik bir heyecanla alıntıyı okuduğum gün hemen bir kitapçıya gittim, solcu ve anarşizan bir kitapçıydı, nezih insanlardı orada çalışanlar. Felsefe bölümünde arayıp buldum kitabı. Pek de pahalı olmadığı hâlde, satın alacak param yoktu. Ceketimin iç cebine sığdıramadığım kitabı karnımla pantolonumun arasına sıkıştırıp oradan uzaklaşmadan önce, kasada çalışan tatlı kişiyle birbirimize sempatiyle gülümsedik, güzel bir an’dı. Stirner’in bu edimime itiraz etmeyeceğinden emindim, etseydi de umurumda olmazdı. Alıntıladığım tümcenin geçtiği “Benim Erkim” adlı bölümü 1987’de Türkçeye çevirip ve Köln’de bir arkadaşımla kurduğumuz yayınevinde yayınlamıştık. Bir asır sonra Norgunk yayınlarında tamamını yayınladığımız kitaba bu bölümü yeniden çevirerek ekledim.
Değişimlerin diyalektik bir yol izlediği düşüncesi bana hiçbir zaman hitap etmemişti; benim gerçeğimle uyuşmuyordu. Bu tür kuramların açıklayamadığı varoluş maceralarımın kendine göre bir akışı vardı. Her an her şey olabilir düşüncesiyle yaşadım –hep. Dolayısıyla Stirner’den alıntıladığım yukarıdaki tümce düşünsel dünyamda anında köklü değişimler yaratmıştı. Ve böyle bir değişime hazır bir psikoloji gereklidir. Değilse eğer, düşünce ile içtepinin çatışmaları ve sevişmeleri üzerinden hazırlanacaktır o psikoloji, kendini doğuracaktır –er ya da geç; ağlayarak, sızlayarak, gülerek, düşerek, uçarak …
“Biricik ve Biricik” adlı makalemde Stirner’le yaşadığım düşünsel ve psikolojik şehvetimi dillendirmeye çalıştım.
H. İbrahim Türkdoğan