“Yaşlı, soğuk gözler; yaşlı gözler; çayırda; çak yeşil…
Varlığın yükünü taşıyordu. İlk ve tek için; ilk ve tek için.
Işıktan kaçıyor. Belki sana verir şersiz hayatı.
O sana verecek tüm sonsuzluğu.
Gece oldukça güzel.(Daha fazla güne ihtiyacımız var…)”
–Burzum; Gebrechlichkeit I
Burzum Müziği, tüm hayatı çevreleyen zayıflığın karşısında bir savaşçı gibidir sanki. Ağırlığı, karamsarlığı, antikliği ve tüm gücüyle Burzum Müziği, güçlünün egemenliğine ve değerlerine hasret bir müziktir. Melodileri itibariyle ruhun bir anlığına çığlığa ve gölgesine kavuşmasını simgeler. Haklılığını bu yönde ispatlamaya çalışan bir huzursuzluğu vardır. Kesinlikle içe dönük bir psikolojiyi barındırmaktan uzaktır, metal müziğin isyankâr, yıkıcı, köklerinden kopmamış, farklı olarak kendi içinde istikrarlı bir inatçılığa ve ısrar yeteneğine sahiptir.
Burzum Müziği, çığlıkların tarihidir. İçerdiği kaygılarla bir insanlık düşmanı ve yok edici bir tanrı gibidir. Sesler ve melodiler, Burzum Müziğin de çok şeyi hatırlatır: unutulan değerler, eski savaşlar, antik kaygılar, doğaya dönüş, doğal olana açlık ve büyülü şeyler… Bu sayılanlar hemen hemen Burzum Müziğinin tüm ana temasını oluşturur diyebiliriz.
Burzum Müziği, kurbanın değil; katilin müziğidir. Bu yüzden kendini beğenmiş ve kendine fazlasıyla güvenen bir duyguyu içerir.
Burzum, öldürmenin ve yeniden doğmanın sembolüdür; Eskiye dönüşün isteği ve arzusudur. Karanlık ve paslanmış bir tarihi gün yüzüne çıkarma iradesidir. Hiç söylenememiş şeylerin ve saklananların sesidir.
Ben ruhaniyim
Ve yavaşça sürüklenen
Belirsizin içinde
Ruhla soğuk rüzgârlarla
El değmemiş wintery ovaları yalan
Şartlarıma dayanırım
Görülmemiş yıldızlara doğru
Bir arayış
Bilgi için
İçinde
Yıldızlara ait
Parlaklık
Yoğunlaşmış pis koku
Ben
Hayali bir küre gibiyim
Bir yüz sonra
Adamların yaşam süresi
Çözümlenmekte
Öğrenirim
Yakıp kül etmeyi
Küresi
Engin gücün
Ve
Ölümsüz olmak
Karanlık, nefret ve kış
Ben döndüğümde yeryüzünü yönetir
Savaş
Yarışların arasında
Bir amaca ulaşabilir
Kaos, nefret
-Burzum; My Journey To The Stars-
Burzum Müziği, gün yüzüne çıkan kötülüğün doğal hakkıdır. Doğanın emrettiği bir insan formuna özlemdir. Ruhun gücün tüm tapınaklardan çıktığı, özgürlüğüne kavuştuğu andır ve tekrar ait olduğu insana döndüğü tarihtir, özgür iradenin tüm sınırları aşarak yeniden kendine döndüğü andır. Kaderin ve tarihin kanlı dişlerindeki son insani kırıntının kurtarılmasıdır. Son bir hareket, son direniş, ayağa kalma, kendine gelme ve silkinme içgüdüsünün en doğal ve en vahşi halidir. Burzum Müziği, alacakaranlığın geceye döndüğü tek mecradır. Dünyasalın ve basit bir vücudun yapamayacağı kadar büyük şeylere gebedir.
Burzum Müziği, tarihsel kaygıların bir toplamıdır. İnsanüstü bir çabayla ördüğü melodileri kesinlikle müzikal bir sıra dışılığa sahiptir. Senfonik, saf, scream yapısıyla Norveç Black Metal içindeki özgünlüğünü ispatlamıştır. Burzum Müziği, unutturulan bir geçmişi anmaktan çekinmez ve bunu içeriğine yansıtmaktan da geri kalmaz. Çünkü o genlerine işlenen Pagan isteklerini ve içgüdülerini çok iyi bilir.
Felsefesini Nihilizm, Neo-Nazi-Pagan bir tavırla Burzum, tüm var oluşunu Paganizm ve Satanizm bağlantısına ayırmış ilk müzik grubudur. Şarkı sözlerinin etkileyici bir ruhani havası vardır. Bunu aşağıdaki şarkı sözlerinde bariz şekilde hissedebiliriz.
Gözlerim kapalı göremem
Senin ümitsizliğin net olmasına rağmen
Uzağa sürüklenirim, çok uzağa
O yerlerden ki, sen bulmaya çalıştın
Senin cehennemin için çabalamama rağmen
Benden önce kapıları kaparsın
Senin hayatın doğru, ve ben
Senin cennetini izlemek içinim
Aşık olamam
Aşk onlar için
Gökyüzüne sahip olmak için
Cennet
Neden bu dünyaya geldim?
Kederle, neden bu gerçek?
Nerde benim kurban eden hançerim?
Bir gün cehennemin kapılarını açacağım…
-Burzum; Key To The Gate-
Burzum Müziği, tekrar edecek olursak tek kelimeyle etkileyicidir, özgündür, sanatsaldır ve sürekli çağrılarda hatta telkinlerde bulunur. Tüm kaygılarına baktığımız zaman bu bir proje gibidir aslında. Sanki belli bir gruba ya da zümreye yapılan, belirli bir felsefeye ait bir müzik gibidir, Elitist yapısı da bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Daha çok bir proje gibi hayata atılan Burzum Müziği ve tasarladıkları, bu bağlamda günümüz metal müzik anlayışının dışında varlığını sürdürmektedir. Çünkü hayata yaklaşım tarzıyla ve sunduklarıyla Burzum Müziği, daha çok kişisel bir tasavvuru simgelemekle birlikte, gücünü bu biricikliğinden almaktadır.
Düşünsel yapısıyla, savunduğu dünya tasarımıyla sıradan insanlar tarafından tam bir ucube sayılabilir ama özü itibariyle Burzum Müziği tam bir Hayat-Dünya-İnsan (değerler üçgenini) içine sindirmiş sivil bir projedir. İnsan ve doğanın o mükemmel birlikteliğini farklı bir dille anlatmanın yalnızlığı içindedir. Bu bir seçimdir ve bu seçim, bir sıra dışılığı, hatta bu yüzden de bir dışlanmışlığı beraberinde getirir. Kısaca, Burzum Projesi sadece bir müzik grubu değildir, o popüler bir metal müzik anlayışından kesinlikle uzaktır. Burzum Müziği, bu farklı fiziğiyle yaratıcı ve eleştirel bir müzikal kaygılar toplamıdır.
Burzum Müziği, maddenin ötesinde, muhteşem bir atmosfer sunar bizlere. Doğanın ince ruhunu ve seslerini, dinleyicilere hissettirebilir, yaşattırabilir, duyurabilir. Aşağıdaki şarkı sözlerinden fark edeceğiniz üzere Burzum Müziği, gerçekten de saf olanın önünde eğilmekle kalmıyordu; kesinlikle unutulmaması gerekenleri hatta bunun için gerekli olan uyarıları da bize eksiksiz müziğiyle başarılı bir şekilde sunuyordu. Burzum Müziği’nin en kutsal mesajı da tam olarak buydu;
Gökyüzündeki ateş söndürüldü
Mavi sular artık ağlamayacak
Ağaçların dansı durdu
Soğuk rüzgârların getirdiği taze hava artık yok.
Yağmur gökyüzünden damlamayı durdurdu.
Hala neredeyse ölü bir çocuğun damarlarından damlıyor.
Önce nefret, önce soğuk vardı.
Şimdi sadece sunağıyla birlikte karanlık bir mezar taşı var.
Sunak bir yatak gibi hizmet ediyor.
Ebedi uyuyuşun bir yatağı.
İnsanoğlunun uykusundaki rüyalar, avuntunun hayalleridir.
Cehennemin dışında bir kapı, hükümsüz ölümün içinde
Henüz rahatsız edilmedi.
İnsanoğlu uyuyor.
Ve bir gün, mezar kilitleri açılmış olacak mı?
Ve ruh kendi dünyasına geri dönmeli.
Fakat şu an kayıp, unutulmuş, üzgün bir ruh olarak
Lanetli… Akıldan çıkmayan… Sonsuz…
-Burzum; A Lost Forgotten Sad Spirit-
Burzum Müziği, tüm aydınlanma projesine, moderniteye ve tüm yeni olana karşıydı. Bunu hemen hemen tüm şarkılarında yinelemekten vazgeçmeyen Burzum, aslı itibariyle hala antik zamana hasret bir iradeyi sergiliyordu. Burzum Müziği, ormanların konuştuğuna, taşların bir amacı olduğuna, gökyüzünün hikâyesini bildiğine, karanlığın melodisini duyduğuna inanan bir müzikti. Bu yüzden ruhani olan her şeye büyük bir ilgiyle eğiliyordu.
Burzum Müziği, kaybolmuş, arayış içindeki bir ruhun acılarını çok iyi resmetmiş ve sırt çevrilmiş, olumsuzlanmış tüm isteklerin, içgüdülerin, arzuların resmini mükemmel şekilde çizmiştir. Bunu yaparken eski çağın yitmişliğinden, adı unutulan değerlerden güç almıştır. Bu yüzden yükü oldukça ağırdır. Sırtlandığı şey tarihlerin, savaşların, kıyımların, kavgaların ve kaosun içinde bulunan insanın yüküdür. Ruhun kurtuluşunu, yeni de değil eski de arayan bir canavarın öyküsüdür. İnsanın köklerine dönmesinin bir çığlığıdır. Sonuç olarak şunu söylemeliyim ki; Burzum Projesi, kendine dönüşün ve yeniden doğmanın bir diğer adıdır.
Açıklama: Bu yazıda Burzum Müziğinin hangi ruh halini öngördüğünü kendi dilimce anlatmaya çalıştım. Bunu yaparken, Burzum’un Türkçeye çevrilmiş şarkı sözlerinden, içerdiği kaygılardan, özlemlerinden, hayallerinden yararlandım.
Aslında müzik duygusal bir iklim gibidir; bu açıdan herkeste farklı duygular uyandırabilir. Böyle bakıldığında yazının bazı insanları tatmin etmemesi normal olacaktır. Çünkü bilindiği üzere Müzik fenomeni aslında birçok ruh halinin havada süzüldüğü bir atmosferdir. Bu yüzden yazıyı okuduktan sonra yazının yeterliliğinin bu kriterlere göre değerlendirilmesini isterim.
Son olarak; bana göre Burzum Müziği, tarihsel bir serüven gibidir, acı çeken ve dışlanmış ruhların müziğidir. Yazının kilit kaygısı bu cümle üzerine inşa edilmiştir diyebilirim.
Can Murat Demir
Bu yazı metaltr.net de yayınlandı.
I know I’m a big fan of Burzum as well. But let me tell you that you are wrong. Burzum’s Filosofem wasn’t a big iclufenne for the Depressive Sub genre. Filosofem is a mayor iclufenne for the Atmospheric sub genre. What was a huge iclufenne in the Depressive subgenre was all the previous work of Burzum, before Filosfem.
Güzel olmuş elinize sağlık. yalnız çeviri sorunu var sanırım. A Lost Forgotten Sad Spirit isimli güzel şarkıda “ve bir gün, mezarlar kilitlenmiş olacak mı?” kısmı yanlış çevrilmiş. “ve bir gün mezar kilitleri açılmış olacak mı?” olması gerek.Çünkü “Will grave to be UNLOCKED?” diyo şarkıda. teşekkürler.
teşekkürler uyarınız için, küçük bir hata sanırım, düzeltildi.
I enjoyed the post, it’s really good, very useful :D Thank you.