Nasılsın diye sorduğumda verdiğin cevap:
Kelimeler… Saflığımın habercisi… Her daim aldığım nefes gibi içimde fısıldaşırlar. Ruhum ateşle yoldaş olur, gerçeğin kellesi ayaklarımın altındayken ne kadar da mutluyum! Doğaya karşı benim tabiatım. Ne kadın, ne de aşk umurumda. Artık yalnız senin yokluğundur beni eşsiz bir güzel yapan. Bir tek bu aklımda kalmış. Bir sen, iki ben… Toplam yalnızlığın hayata meydan okuması…
Biz… Neydi tam olarak? Yenilir miydi? Tutulur muydu? Kaç para ederdi bugünün parasıyla? Biz… Keşmekeşin tam ortasında kaderin kanlı dişlerinden kopardığımız şeydi… Tek şeydi!
Sonra devam ettin:
Rolümü beğenmiyorum, karanlığın adımlarımı izleyerek, ne bir oyun, ne de bir oyuncu yaratmasını istemiyorum. Yaratıcı olmayı emrediyorum, kirlenmemiş kötülükten ve bozulmamış sadakatten…
Mayalanan duygularımın ıslah olmamış yatağında şimdi kendimi arzuluyorum!
Bıçakladığım sezgilerimle senden huzuru dileniyorum !
Can Murat Demir