Dimmu Borgir’ ı yaklaşık 10 yıldır dinlerim. Benim zamanımda piyasada bir Dimmu vardı bir de Cradle Of Filth… Bazılarına göre Dimmu, black metal piyasasında hep ikinci sırada kalmıştır ama ben hiçbir zaman onu ikinci olarak görmemiştim, Dimmu benim için hep bir numara olmuştur. Bana göre Cradle biraz daha şovmenliğie oynayan bir gruptu… Neyse şimdi konu bu değil… Konumuz, grubun, yani Dimmu Borgir’ in yeni albümü olan “Abrahadabra”
Şimdi geçmiş zamanla konuşmam gerekli çünkü Dimmu’ nun bu albümünü dinledikten sonra bütün fikriyatım kaydı. Neden mi? Çünkü albümün tam olarak amacını algılayamadım. Bunca yıldır dinlediğim bu müzikten tiksinderecek kadar soğuttu beni bu albüm. Dimmu’ nun durumu gerekten de içler acısı… 2007’deki “In Sorte Diaboli” albümüyle biraz bocalayan ama yine işi kotaran grup bu kez gerçekten çuvallamış. Küreselleşme ve popülariteye göre davranan grup üyeleri ve yapımcılar bu olayı o kadar abartmış ki ortada ne black metal ögeleri kalmış ne de gruptan bir eser.
Metal müzik mahvolmanın eşiğinde arkadaşlar. Bunu görmemek aptallıktır. Modern dünyaya yüzünü dönen ve kendi çapında evrimleşen, evrimleştikçe de çuvallayan metal müzik bu albümle ne kadar berbat bir hal aldığını tescillemiş. Yıl 2010 ve karşınızda yozlaşan tavrıyla “Abrahadabra“…
Albüm ilk olarak girişte harika bir senfoniyle beni umutlandırıyor. Klasik bir black metal geleneğidir bu. Ve ben Dimmu’ nun bu geleneği yaşatan nadir gruplardan biri olduğunu da söylemeliyim. Ancak 2. parça Born Treacherous ‘da bütün umutlarım söndü. Çok iyi davul kombinasyonu olmasına karşın bu parça da sınıfta kaldı bana göre. Çünkü ne vokali ne de enstrümanları senfoninin baskınlığı yüzünden dinleyemedim. Geri vokaller de dahil olmak üzere bütün atmosfer bu senfoninin ardına gizlenmiş sanki. Boğulan müzikte sadece senfoniye eşlik eden klavye tertibatını duyabildim. Güzel bir şarkı olabilirdi ama Born Treacherous da bütün albümde olduğu gibi elektronik efektlere yenilmiş ve öylece sinip kalmış. Shagrath ise bu kez vokallerini daha da geri plana atarak misyonunu değiştirmiş sanki.
3. parça Gateways. Farkı yok diğerlerinden. Arka planda sürekli homurtu halinde yapay bir vokal dolaşıyor, yapay diyorum, çünkü bu her halinden belli. Bu parçada da klavye ağır basıyor ki ben klavyeye bayılan biri olarak böyle bir konsept görmedim. Sanki bütün grup üyeleri bir ağızdan marş söylüyorlar. Bütün şarkılar bu tarzda mahvedilmiş, bu yüzden 3 şarkı yol göstermeye yetti bana.
17 yıllık var oluş tarihinde bu albüm Dimmu’ nun yaptığı en berbat albüm diyebilirim. Açıkçası ben, For All Tid, Stormblåst, Enthrone Darkness Triumphant gibi albümlerden sonra bu albüme osuruktan bir albüm derim. Çünkü bu albümde Norveç black metalinin içindeki o samimiyet ve saflık kalmamış. “Abrahadabra” gerçekten de hezimet dolu bir albüm ve kesinlikle metal müzikteki o içi boşalmışlığı simgeliyor.
Baş ağrısından başka hiçbir şeye mahal vermeyen bu albüm özü itibariyle bir koro çalışması edasında. Genel itibariyle kötü bir sound ve dinleyebilmeniz için klasik batı müziği eğitimi almanız şart. Çünkü Dimmu o kadar güzel enstrimanları o kadar kötü bir altyapıda sunmuş ki sanatsal açıdan hiçbir enstrümanı dinlemeniz mümkün değil. 11 ay gibi bir sürede ortaya çıkartılan bu albüm Dimmu için talihsiz bir süreci de ihtiva ediyor. Bir zamanlar Noerveç metali denilince akla gelen ilk grup olan Dimmu Borgir, “Abrahadabra” ile popülerliğe yenildiğini ve Norveç metalinin de yavaş yavaş öldüğünü bize duyuruyor.
Black metal seven birisi olarak size tavsiyem bu albüme karşı ümit beslemeyin ve sakın merak etmeyin. Ve yine size tavsiyem şudur ki gidin, Burzum, Marduk, Gorgoroth Satyricon (erken dönem) falan dinleyin. Böylelikle hem kendinize iyilik etmiş, hem de bu müzikten soğumamış olursunuz.
Eğer yine de dinleyeceğim diyorsanız, “Abrahadabra” şarkıları:
1. Xibir
2. Born Treacherous
3. Gateways
4. Chess With The Abyss
5. Dimmu Borgir
6. Ritualist
7. The Demiurge Molecule
8. A Jewel Traced Through Coal
9. Renewal
10. Endings And Continuations
Tür: Symphonic Extreme / Melodic Black Metal
Ülke: Norveç
Can Murat Demir
Bence düşüncelerinin değişmesiyle alakalı, bunu müziğe yansıtıyorlar..
bunun bence en buyuk nedeni endistüriye boyun eymek onlar ne diyosa bunu yapmak ticari olmak pop dinlemek hatta hatta onlara azıcık olsun yanaşmak . gunumuz insanina 50 yil oncesinden bahsetsek onlar ilkel onlar aptal diyorlarki aslinda sanki boyle mi ? senin cok zeki oldugun ne malum ? bakin dediklerine : annenize benzemeyin yeni olun veya derler babaniza benzemeyin aslinda eskiye benziyimki adam oluyim onlar bunu geri kafalilik olarak goruyolar . neymis efendim 3 , 5 universite okumus diyebilir misin ki bana turkler gokturk dinini benimsemisler de neden muslumanliği kolay kabul ettiler ? aciklayamassin cunku pis bi ateistsin . burzumda bunu anlatir aslinda onlarinda tanrilari vardi ama onlarin diyorum . SONUÇ : endistüriye kanmayin . dengeyi bozmayın . onlar kiyameti cagiriyor cunku . UYANİN . black metal kulturude ölmesin bu arada :)
kasmayın bu kadar; alternatif takılın…yaşınız geldi de geçiyor…..
Abi bu alan senin uzmanı olduğun bir alan üzerine birşey diyemem, anlamsız olur ama ne yalan söyliyeyim bu kadar yerin dibine geçirici bir yorum beklemiyordum albümle ilgili…
kızgınım ben yaa…bu hal ne lan böyle? baksana dinleyecek adam gibi birileri kaldı mı? bak bakalım….tiksindirmelerine karşın bu eleştiri az bile…
Bence artık Dimmu ya odaklanıp kalmamak lazım hacı kaldı ki Dark Funeral, Dark Throne, Diabolical gibi gruplar yavaş yavaş bu tarzda kendilerini kabul ettirmeye başladılar.