Joker. Günahsız bir mağdur. Toplumsal hastalığın (değerlerin) mağdur ettiği sıradan ahlakın ve hiçe sayışların çılgınlığa sürüklediği bir fenomendir. Direndiği şey sıradanlık ve onun türevlediği direngen hayatın ta kendisidir. Joker: Gülmeye mahkum/kendi içinde ağlayan Öteki’dir. Hastalığı insan umursamazlığının sürekliliği ile kronikleşen bir Dış/Hassas bir dış. Bir dipses/Bir ıssızlık adresi. Buradan bakıldığında Joker’in evreni toplumsal yalnızlığın/kara cinnetin kısa bir özeti gibidir.
İçsel -marazi kıkırdamanın dans ritüeline dönüşümü: Sanatsal bir varoluşun marazi bir bahaneye bürünmesi olasıdır. Haklı ve topyekun bir savaşı kim durdurabilir? Silah/Kanun/Devlet? Bir adam içsel ateşiyle hareket ettiğinde (toplumsal olana hayır dediğinde) durdurulmalı mı? -Hayır. Var olmayan bir şeyi yok edemezsin. Henüz gerçekleşmemiş olana düşmanlık topluma hastır, bir toplumsal marazdır.
Patolojik Kötünün varlığı insanlığa kıyma arzusunun haklı bir davasıdır. Karşımıza çıkan ve ısrarla pohpohlanan toplumsal hastalıkların temizlenmesini meşrulaştırır. Kötü olan her zaman kötü değildir. Tek-başınalık günahsız olma durumudur. Hastalık çoğul olandan tekil olana doğru seyreder ve tek-başınalık toplumsal olana saldırma planları kurar ve hayata geçirir.
Buna kısaca “meşru anarşi” diyoruz.
Can Murat Demir