Her yaratılan O’nu izliyordu. Teker teker, sonsuz akış yerini buluyor, birbirlerine karışanlar ahenkli bir bütünü oluşturuyordu. Bütünün içinde, eksiksiz bir aşkla, birbirlerine sarılıyor ve isimlerini unutuyorlardı. Her arzu O’nun içinde gönüllüce yok oluyordu çünkü tüm arzuların ana vatanı burasıydı.
İnsan, cennetleri yükseltmek için yaratılmıştır. Menahem Mendel
Soluksuzca ışık akıyordu solgun arzuların diyarına. Sessizliğin ev sahibi sadece bekliyor, “Organ”, “Vücud”un özlemiyle yanıp tutuşuyordu. Tutuşan ateş kaplardan dışarıya taşıyor inançsızlara cehennemin kapılarını gösteriyordu. Acının yerini korku alırken, yukarılardan bir ses geldi: Kendini yok et, teslim ol, zayıfsın ve tamahkârsın. Durma, içine eğil ve karış! Dünyanın bir sefalet olduğunu görebildiniz mi şimdi?
Bizim nihai amacımız Yaradan’la bir olmak için vasıflarımızı artırmak, O’nun amacı ise bizimle bağ içinde olmaktır. Baal HaSulam
Her biri diğerini kabul ediyor, üsttekiler alttakilere yardım edebilmek adına seferber oluyorlardı. Kardeşler arasında, utanç, henüz tadılmamıştı. Sonsuzluğun içinde sallanan “Özgürlük” çok yakındı. Zamanın yitirildiği yerde karanlık ve ışık birbirini izledi durdu. Her ikisi de kardeşti. Gece ve gündüz gibi. Günlerin sonuna değin bu böyle sürüp gitti. Ta ki sürgünün türküleri bitinceye kadar.
Bütünleşme devam ederken ışık ve karanlık son kez çiftleşti ve tüm farklılıklar ortadan kalktı. Saf bir arzunun yolu açıldı, krallık hükümleri sürmeye başladı. Varoluşun zengin topraklarında tek bir ağızdan tek bir dua duyuluyordu: O’nun özlemiyle dillenen tek bir dua…
Can Murat Demir