Yokluk… Eksiksiz bir konfor. Çok iyi.
-Hayır değil. Olmayanı sevmemeli, özenmemeliyiz. Cümlelerin zehir gibi.
O halde insan iyidir.
-O da hiç olmadı ki. Henüz olmamışları özleyemeyiz.
Bilmem… Kim bilir… O halde sadece nefes almanın tadını çıkarsak?
-Hayır, olmaz, buna izin yok. Bu büyük bir boşvermişlik.
Neden peki?
-Onu da sen bilmiyorsun. Bilmediğin şeyleri sevmeni öğrettiler sana?
Evet, haklısın, pes ediyorum.
-Buna izin var… İşte şimdi rahatça ölebilirsin…
Henüz erken değil mi? Yaşamak istiyorum belki de!
-Emin misin?
Zamanım da mı yok, hiç mi?
-Hiç zamanın olmadı ki, bu bir yanılgı sadece, tanrının bile zamanı yokken, bu ne cürret! Sen kim oluyorsun! Zavallı şey. Budala!
O halde özgürüm artık,
-Olabilir? Sanırım buna izin verilebilir, dile getirmekte fayda var. Bunu becerebilecek misin?
Denerim, denemekten hiç bıkmadım efendimiz, biliyorsunuz elimde sadece o kaldı: Sefil inadım.
-Evet, hep kıyısından döndün, beni de kendinle sürükledin. Zamana yenilen bir peygamber gördün mü hiç? İşte o benim, lanet olası, ben senin gibi değilim, şimdi anladın mı! Seni götürmeliyim…
Kızmayın efendimiz, ben sadece biraz daha zaman istiyorum sizlerden… Beni geri çevirmeyin, ne olur? Yalvarıyorum!
-Bu son hakkın. Daha sonra ne olacağını biliyorsun değil mi?
Evet, biliyorum, sonsuza kadar sürgün, yokluğun içinde sonsuza kadar acı. Oh efendim, bu cehennem değil mi? İyi de bunu hak edecek ne yaptım?
-Sen yaşamayı ve zamanı hiçse sayanlardansın, yaşamayı bilmeyen ahmakların yeri cehennemdir. Yeryüzüne inen tüm kitaplarda bu yazar duymadın mı hiç? Tabii siz insanoğlu ancak ölüme yaklaştığınızda aklınız başınıza gelir. Şimdi hazırlık yapman lazım, gitme vakti.
Peki efendim, haklısınız ama beni sizler böyle yaratmadınız mı? Bu ceza neden? Hâlbuki dünyayı çok sevmiştim. Günahkârların yaşamaya hakkı yok mu?
-Evet, var. Ama senin günahın affedilir gibi değil. Her gün şikâyet üstüne şikâyet, hep küfür hep küfür, YAŞAYANLARA bile saygın yok, ne yazık ki sana verilen nimetin önemini kavrayamadın: HAKKINI VEREREK YAŞAYAMADIN! Buna hiçbir tanrı izin vermez. Şimdi hazırlan, bir daha söyletme, yoksa yardım istemek zorunda kalacağım.
Peki, efendimiz, boyunum kıldan ince öyleyse.
-İşte böyle, işimi daha fazla zorlaştırma, düş önüme… Daha niceleri var senin gibi.
Can Murat Demir