Sevgili İlke;
İnsanlarla olan ilişkimi ve onlara olan tahammül katsayımı yeniden değerlendirmeye, bu katsayıyı yükseltmek için türlü türlü bahaneler üretmeye devam ediyorum. Aklım mezbahaneye dönse de, ruhumu ve bedenimi bu yolda harcamaya hevesli gibiyim lakin onlardan korkmayı halen sürdürüyorum. Nedendir bilinmez, onları hem öldürme, hem de yaşatma isteği sanki beni daha güçlü kılıyor. Hayat enerjimi bu yönde harcamak ve bu disiplinle yetişmiş bir adam doğurmak istiyorum. İçimi dolduran bu şehvet dolu doğum ve beraberindeki eşsiz cinayet dürtüsü, onların kokusunu ve tadını bana daha da yakınlaştırıyor. Öldürme isteğiyle yanan zihnim şizofrenik bir hastanın ruh haline yaklaştıkça daha da umut doluyor içim.
İnsanlardan korkuyor, tiksiniyorum..!
İnsanlardan korkuyorum ve bu onları öldürme isteğimi bilemeye devam ediyor demiştim.
…çıkardıkları seslerden, yürüyüşlerinden, konuşmalarından, kavgalarından, düşüncelerinden, haykıra haykıra gülmelerinden, gölgelerinden, hıçkıra hıçkıra ağlamalarından, inceden inceye süzmelerinden, cahilliklerinden, acımasız sevgilerinden, sevgisizliklerinden, bencilliklerinden, tecavüzlerinden, hayata yabancı oluşlarından, sokakları varlıklarıyla kirletmelerinden, saygısız yetiştirilmiş çocuklarından, okudukları gazetelerden, takip ettikleri yazarlardan ve neşriyattan, giysilerinden, evliliklerinden, anne ve babalarından, bindikleri arabalardan, anlamsız saçma sapan kaygılarından, yemek yiyişlerinden, hissiyatsız organlarından, lüzumsuz hastalıklarından, var olduklarını sandıkları farklılıklarından, bedbaht çaresizliklerinden, güzelliklerle aramıza ördükleri taş duvarlardan, kuşattıkları şehirlerden, insansız binalarından, nezaketsiz ve vurdumduymaz tavırlarından, isteksiz yaşantılarından, gelecek korkularından, geçmiş takıntılarından, ahmak olmayı öğütleyen okullarından, kaba softa dini liderlerinden, rüşvetçi memurlarından, kirlettikleri gökyüzünden, yağmaladıkları ormanlardan, kandırdıklarını sandıkları tanrılarından, vahşi devletlerinden, kraldan çok kralcı olmalarından, kumarbaz ruhlarından, akademik zırvalara vicdanını kaptırmış bilim adamlarından, etçil doktorlarından, betondan imal edilmiş öğretmenlerinden, silah endüstrilerinden, kendi içinde tutsak bilimsel gayretlerinden… tiksiniyorum.
Onlardan tiksiniyorum. Bu duygu öylesine bayağı ve sıradan ki tüm nefretim midemin içinde debelenirken, benim aklıma sadece insanlığı kusmak geliyor. İnsandan ve özellikle onun aşağılık uzantısı insanlıktan ve üretimlerinden hiç haz almıyorum. Hümanistlerin “yardım edin” çığlıklarını duysam da dürüstlüğümden taviz vermemem gerekli. Her ne kadar senin benimle aynı fikirde olmadığını bilsem de bunları yazmak sanki bir yerde boynumun borcu gibi. Ayrıca yazan-çizen-bir şeyler üreten her insanın diğer insanlardan daha namuslu olması gerektiği düşünüldüğünde, dürüstlüğümün gerekçelerini daha iyi idrak edeceğini umuyorum.
Onları öldürmek istiyorum İlke. Bu bir ibadet. Bu kararı almamda rol oynayan, var olan-olmayan herkese, özellikle yanımdan hiç ayrılmayan gölge yoldaşlarıma ve onların eli silah tutan yaverlerine, değerden düşmüş, basit, kötücül, vurdumduymaz cehaletleriyle önüme set çeken ve beni kamçılayan insanlığa minnettarım.
Bu bir farkındalık eylemi. Bu feryad tüm ölümlere çarpıp geçerken… mezartaşlarına kısaca şu küfür yazılmalı: Bu bir kurtuluş seramonisi… ve bir an önce vuku bulmalı!
Vicdan azabına mahal vermeden, tehlikeli, derin bir huşu ile insanlığın önünde son kez eğiliyorum! …ve senin huzurunda;
…onların kanını akıtmak, kalemimle beyinlerindeki son yağ tabakasına kadar inmek, büyük bir keyifle içtiğim sigaramı onların sığ ruhlarında söndürmek, yaşamlarının ve aldıkları her nefesin zerre kadar değeri olmadığını yüzlerine vurmak; kendi kanlarında boğulmalarının benim için bir aydınlanma ritüeli olduğunu avazım çıktığı kadar haykırmak istiyorum!
İnsanları öldürmek istiyorum… İlke!
Can Murat Demir
Erkekleri ve kadınları farklı nedenlerden dolayı öldürmek istiyorum ve bunu düşünmekten başım ağrıyor.
Bu mektuptaki öldürme isteği metaforik bir anlam taşıyor. Hem edebi hem de felsefi bir kaygıyı bir mektup ile dile getirmek istedim. Yoksa ki burada seri katil olmayı öğütlemiyoruz. Ziyaretiniz için teşekkürler
Bende..
Gerekçen nedir peki?
Bir çok nedeni olup; Herkes gibi vurdumduymaz,ben merkezci,madde tapınakçısı,beynimi hormonlarımla yönetemememin ver yansını bu.
Belki bir gün kusarsam bu tiksinçliği evrene, insanlığın kanını değil, ben de ki değerlerini kusucam. Değersizleştirip öldüreceğim… Bir gün!