dünya bazen ağlamaklı dürttü beni
makyajı akmış bir fahişeyi uykusundan uyandırır gibi
akıttı üzerime biriktirdiği nefreti
hayat her seferinde aklımı çelip gitti
soluksuz bir adamın son isteğini terk etti
ceketsiz dolaşan üşütük serseri
acı benim adımı göklerden sildi
çünkü her organım asiydi
iç güdülerim coşuyordu hoyrat bir nehir misali
sorgusuz celladım ipimi çekti
tereyağından kıl çeker gibi
can her daim kaybetmiş biri
dikilir gururu boşalınca gemleri
anlatır durur
hiç bıkmadan çoktan bitmiş hikayesini
ah ruhum nerelere gitti ki
altı da üstü de çizildi
insansız ve bucaksız gayreti
herkesi mezarından diriltti
acaba ahlak nasıl gizlendi
ancak günahtır onun istediği
bense melek yüzlü bir keçi
atlıyor zıplıyorum
zinciri kopmuş bir deli
sarkıyor her yanımdan
bilgeliğin çıngıraklı zehri
mülklerimi mumyalayıp kaçan
körle yatan şaşı kalkmaz ki
ne oldu kral papazın kaçkın sineği
her sarhoşun potansiyel kusmuğundaki
sayıp durdum binlerce paraziti
paçalarımdan akan
her halimden belli
Can Murat Demir