Koca bir evreni içinde taşıyan insan: İşte benim tek ilgi odağım. Zira hayat, her zaman hayal gücümüzden daha zengindir. Bu yüzden gerçek bir sanatçı, ancak kendisi açısından hayati bir zorunluluksa yaratma hakkına sahiptir. Ben de sinema sanatıyla seyirciye, hayatın gerçek akışını neredeyse hiç bozmadan aktarma yeteneğini taşımak istiyordum. Sinema sanatının gerçek ‘şiirsel’ özü burada yatar. Benim ‘kurgu sineması’nı reddetmemin sebebi, seyircinin perdede gördüklerini kendi deneyimleriyle bağdaştırmasına imkân tanımamasıdır. Biz sanatçıların taşıdığı tek sorumluluk, kendi yapıtlarımızın düzeyini yükseltmektir. Nitekim ben de kendi filmlerimde hep, birlikte yaşadıkları insanlara bağlı olmalarına, yani özgür olmamalarına rağmen ‘içlerindeki’ özgürlüğü korumasını bilen insanları anlatmak istemişimdir. (Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman)
Film: Stalker
Yönetmen: Andrey Tarkovski
Yıl: 25 Mayıs 1979
Tür: Bilim-Kurgu, Dram
İnsanlık umutsuzdur. Tek çıkış yolu “Bölge”dir. Bölge İsa’nın çarmıha gerildiği yer. “Bölge”, kurtuluş ruhunun egemen olduğu kimsesizlik mecrası. Efsunlu bir mekân. Çamurlu, yolsuz, karanlık, mevsimsiz bir ülke. Bu yerin bir adı yok, varsa da bu adı insan değil, dünya dışı bir varlık grubu koymuş olmalı. Evet, insanlığın umudu bir göktaşına bağlanmıştır. Bu meteor mesihin dünyaya yeniden doğuşudur. Kurtuluş ancak onun ayak izlerini takip edenlerin olacaktır. Acıya göğüs gerenlerin ve yalansız yaşayanların barınabildiği çıkışı olmayan bir cennet gibidir burası. Hayatın olduğu gibi cennetin de bir bedeli vardır.
Mutluluğa ancak fedakarlıkla ve acıyla varılır. Bu uğurda sanat ve bilim sadece yan yollar olabilir.
Stalker, kurtuluşun zorluğuna ve maneviyatın katmanlarına parmak basarak insan ruhunun zayıflıklarını ve umutsuzluğun bu durumda hangi yollarla elde edileceğine işaret ediyor. Yönetmen Tarkovski bir uhrevi gibi hareket etmiş, mistisizmin tüm silahlarını izleyiciye doğru yöneltmiştir. Bu durum onun sanatını ve entelektüel duruşunu da engellemiyor. Kamera, duygu, iklim, mekân ve ışık oyunlarıyla tanrıya hizmet eden bir elçi edasıyla filmi kurgulamış. Tüm filmleri bu yegane amaca hizmet ediyor. Bir yönetmenin ya da sanatçının aslı itibariyle bir tanrı adamı olduğunu burada fark ediyoruz.
Sanat, maneviyatın koruyucusu ya da tedarikçisi olabilir mi? Stalker, bu soruyu akıllara getiriyor.
Soru: İnsan ruhunun kurtuluşu bilimle mi yoksa sanatla mı mümkündür?
Cevap: Stalker bununla ilgilenmez, o bir rehberdir, bir dünyalı olan Tarkovski’ye göre inanca yaklaştıran ne varsa bizimdir ve iyidir. Sanatın amacı bu olmalıdır. Tarkovski’ye göre sanat maneviyata yaklaştırmalıdır. Aksi durumda sanat değildir. Bknz: Tarkovski ile Filmleri Üzerine
Bir Peygamber: Stalker
Bir peygamber ya da ümit dağıtan bir kolcu. Tüm ümitlerin tükendiği anda insanlara önderlik eden mucizevi bir maneviyatçı gibi tasvir edilmiş. O, fedakârlığın dine dönüştüğü bir ruhu taşıyor. Her isteyene rehberliğinde kurtuluş vadediyor. Bu hayattaki tek vazifesi bu. Bir iz sürücüden daha fazlası o, insan iradesinin dizginlenmesini, kurtuluşa kolay varılmayacağını vahyediyor. Görüldüğü üzere, Stalker sadece bir isim olarak değil, insanlığın son ümidi gibi resmediliyor. Yönetmene göre asıl izlenmesi gereken onun fedakârlığı.
Kurtuluş imkânsızdır. Fantastik ögelerle süslenmiş ümit kervanına katılan 3 adam yola çıkar. Tek hayalleri ideallerinin ispatıdır. İnsani bir düzen hayaliyle yola çıkan 3 dünyalı en dolambaçlı yollardan “Bölge” ye varmayı hedefler. Ancak burasının kendine göre kuralları vardır. Kimin koyduğu belli olmayan kuralları… [1]
Oda: Tanrının Mabedi
Tüm dileklerin gerçekleştiği yer. İnsan ruhunun özgürlüğünü müjdeleyen ve cennetin habercisi olan tanrısal bir mabet. Burası Bölge’nin uzantısı olarak insan için yaratılmış uhrevi bir yer. Oda insan için hayal edilmiş tüm güzelliklerin bulunduğu bir mecra.
Açık bir zihin ve yalansız bir hayatla girişe izin verilen “BÖLGE” ziyaretçilerini ancak bu şartlarda kabul eder. Buradan çıkış ise ancak temiz bir ruhla mümkündür. Çıkarsızca yaşamayı ve bu uğurda hiçbir beklenti olmadan risk almayı gerektirir. Bknz: Ben Şiirsel Sinemadan Yanayım!
Evet, Stalker bir peygamberdir. Bölge’den doğan Oda tarafından vazifelendirilmiş bir peygamber. Onu asla sahtelikle suçlayamayız çünkü bu işten bir çıkarı yoktur. O bir münzevi gibi yaşar ve tek sorumluluğu insanlara ümidin yol haritasını çizmektir.
Son olarak filmin anahtar kelimelerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Tuzaklar
- Yalanlar
- Maneviyat
- Fantastik öğeler
- Kurtuluş
- Hayal ile şizofreninin ince ve keskin ayrımı
- Acı
Can Murat Demir
[1] A. Tarkovsky; Mühürlenmiş Zamanlar