Sabah sabah her yer çığlık, her yer ıslak ve ben sadece yürümeye çalışıyorum bu hengâmede. Tabii ayaklarım tutarsa, zihnimi boşaltabilirsem. Unutma! Sokaklar izin verirse nefes alabilirsin bu hayatta. Sokak, hayatın ruhunu uçurur ve istediği anda sana bundan bir pay verir. Eğer dilersen, ölürsün, istemezsen hayata katlanmak zorundasındır. İşte bu kadar imkânsız yaşamak, kaldırımlarla konuşmak ve sabahın griliğinde şarkı söyleyebilmek.
Bu sebeple bırak uçsun hayallerin, kaldır başını ürkek kaldırım taşlarından, izin ver, sana varlığını bağışlasın tüm hayat kadınları. Bu işlerin böyle yürüdüğünü tüm sokak sahipleri iyi bilir, sen de ezberle adını ve sakın unutma kalbinin ağrımasını. Şimdi al başını ve git bir başka sokağa. Evet, biliyorum ve görüyorum, gereksiz bir ateş bu, dumansız ve solgun… Farkındayım, acının doruk noktasında hep olur küskünlük, ötesi yalnızlıktır, ötesi sen… Sergüzeştin devamında, ölüm takip eder, yağlı caddelerde kaybolmuş gölgeleri. İşte o zaman aşkına kavuşur tanrıların en gözde fahişesi.
Çufff çufff!!! Hareket vakti, nefes bile almadan âşık olmalısın bence. Öyle bir panayır ki, martılar bilet keser her kelleye. İşte sokakların kanunu budur. Caddeleri, sevişilen bir yer haline gelinceye kadar büyütmeliyiz. Hepsi birer dev olmalı, hepsi birer anayol, aşka çıkan tüm kestirme yolları, kesip atmalıyız, sokakların bize öğrettiği tek bir şey vardı unutma;
Aşk kestirme yolları sevmez ve sokaklar en uzun yolları oluşturur.
Can Murat Demir