Ölüm, en kötü ihtimalle bu dünyadan kurtulma şansıdır. Hayal kırıklıklarından sıyrılmanın, ateşler içinde yanıp, acının şefkatli kollarından kaçmanın en güzel ve temiz yoludur. Ölüm, bu yüzden hepimizindir, hatta bir armağandır. Kutsaldır. Cennetin başlangıcıdır, her iblisin kol kanat gerdiği, insanlığın köşe bucak kaçtığı cehennem aslında bu dünyadadır, cennet ise ölümle başlar. Ölüm iyidir, ölmek değil. Ölüm ile ölmek farklı şeylerdir. Ölüm eşsiz bir kavram, ölmek ise eylem. Ölüm, tanrının elinden kaçırdığı en büyük fırsattır. O asla bu nimetinin tadına varamayacak olan tek şeydir. Ölüm, tanrının kıskandığı yegane şeydir.
Ölüm, kulun bir halden bir hâle dönmesidir.
Bir evden, başka eve “Göç etmesi” demektir.
İmâm-ı Gazâlî
Ölüm hakkında konuşmaktan neden korkar insan? Bu kadar underground bir kavram mı bu? Neden gündelik konular arasına sıkıştıramıyoruz bu mevzuyu. Böyle düşünüldüğünde “ölüm” kavramı ve türevi olan bütün metafizik alem çok manidar duruyor ve acıklı da.
Ölümden korkar mısınız? Soruyu değiştirelim: Ölümün varlığında yani boşlukta ne kadar yer kaplıyorsunuz? Bu soruların cevapları felsefi bir anlam taşısa da asıl kritik soru şu: Bu dünyada ölüm mümkün mü? Yani yaşayan ölüler aramızda olabilir mi? İşte asıl cevaplanması gereken sorular bunlardır. Çünkü “hayat” ve “ölüm” kardeştir. Sonuç olarak bu soruların cevapları sizin yaşarken ki değerinizi ve kişiliğinizi vurguluyor. Kısaca cevap, yaşamınızın anlamını niteliyor diyebiliriz. Ölümü yaşam birlikte değerlendirilmeli bence, aksi takdirde ne ölümün ne de yaşamın bir anlamı kalmayacaktır. Ölüm varsa yaşam, yaşam varsa ölüm daha anlamlıdır.
Yeryüzünde hüküm süren kuvvet, hayat kuvveti değil, ölüm kuvvetidir.
Bernard Shaw
Ölüm fobisi sıradan insanlara göre bence. Çünkü yaşamı ne kadar derinleştirir ve doldurursan ölümden o derece de korkarsın. Bu ters orantı bir yerde insanın varoluş kalitesinin de göstergesidir. Yaşam ve ölüm bu yüzden birlikte anılmalı ve yüceltilmelidir. Buradan yola çıkarak Mevlana’ya bir göz atalım, kutsallaştırılan hatta Tanrısal bir mana taşıyan ölüm kavramı Mevlana’da “şeb-i aruz” adıyla neşredilir, bu metafor “aşıkın maşukuna kavuşması” anlamına gelmektedir. Mevlana bütün hayatını bu aşkla geçirmiş bir filozof ve ölümle ilgili çok ciddi saptamaları mevcut, bakın Mesnevi adlı eserinde neler zikretmiş:
Riyazette tenin ölümü hayattır. Ten yok olursa, ruh ebedîleşir.
(Mesnevî, 111/3386-87)
Ölüm Mevlana’ya göre kara dram değildir çünkü o mücerrettir, bağımsızdır, ona göre ölüm sonsuzluğa açılan bir yol gibidir. Kısaca Mevlana’ya göre ölüm bir hediyedir. Ölüm metaforu, bütün filozofların ve şairlerin ilgilendiği bir alan olagelmiştir ve bu cazibe bilinemez ve adil olmasından kaynaklanmaktadır. Adildir, çünkü o her şeye rağmen mutlak olandır. Yazının sonunu bir diğer alıntıyla bitirelim:
Can Murat Demir
Ölüm adını batım kelimesiyle takasladım ben; VE ölümü bedene kondurdum, benliğimden ayırdım;
Ölüm adını ve anlamını, batım, çıkış ve özgürlük gibi keliemlerle boyadım, bezedim yeniden;
Ölüm travmasının ve korkusunun nedeni ölüm sonrasını kest,irememe kya da ölüme ve ölüm sonrasına negatif çağrışımlar atamaktır, Aslında ben varım ve deneyimliyorum işte Hey diyen biri ne olacak ölünce gözlemleyelim bakalım ölüpte bile diyebilir, Açık ollmak gerekir ölüm fikrine,
Ölüm korkusunun başka bi nedeni de kendini maddeden ibaret görmek, benliğinde madde gibi ayrışıp-yitip gideceğini ya da yiteceğini düşünmektir; Başka savlarımda var ancak bunlar travmatik savlar ve bu savlar korku ve kontrol üzerine kurulu başka açılımlı düşünceler;
güneşi doğuşu doğuşşa batışı ölüm değildir; ama bu saçmaysa şu var, oyuna giriş ve çıkış; Oyuna dışarıdan igrilmeişse dışarıya çıkılacak, Ve unutmadan ve öncesini bilmeden oynanmıyorsa ve oyun böyle tasarlanmışsa ne ala; Ne kadar kötü ve karamsar ölüm imgelerimiz var, Ben örneğin bedensizliği gerçekten bi özgürük ve yüksüzlük olarak düşünüyorum, hayal ediyorum ve imgeliyorum;
Ayrıca ölüm düşüncesinini bilinçatı ve bilinçdışı korkumlu, karanlıkımsı girdi ve imgeler,n, temzilemek düzenlemek için Michael Newton çalışmalarını öneririm, Anlatılan gibi bi dünya ya da ölüm sonrası var ya da yok ben önemsiyorum çünkü, Korkutucu-karamsar-kötümser ölüm imgesini yıkıyor, Hayatı bir okula ve ölüm sonrasını bir değerlendirme ve gözden geçirme noktasına çeviriyor, Şimdi bu gerçek değilse de bi masal olsun, Pozitif algı vbu bir oyun ve kurmaca olsun
Michael newton